16 Şubat 2008 Cumartesi

Atıştırmalıklar

Hazırladığım bazı şeylere ne isim koyacağımı bilemiyorum, özetle atıştırmalıklar demeye karar verdim en sonunda :) Aslında zaman zaman bir çoğunuzun hazırlıyordur yazacaklarımı, yine de aktaracağım.
Size de olur mu bilmiyorum, bazen mutfakta çok fazla vakit geçirmek istemem. Ya yorgunumdur ya da canım istemiyordur. Eskiden, böyle günler olduğunda birşeyler yapmak için zorlardım kendimi ama sonuç felaket olurdu. Yemek sekiz kere tuz koymuşum gibi, pilav olmuş bir lapa falan filan... Yaşlandıkça boşvermeye başladım :)
Böyle tehlikeli günlerden birinde eski evimde mutfakta taburede oturmuş kara kara ne yapacağımı düşünüyordum. Canımın ne istediğini de bilemiyordum. Enerjim yook, keyfim yoook üstelik açım... Huysuzdum da galiba biraz, sandviç istemiyorum, omlet vb istemiyorum. Allahım ne yapacağım derken gözüme kalan ekmek ilişti. Tataaaaaaa, evet canım pizza istiyor !!! Ekmek ile ne alakası var diyeceksiniz, gerçekten bilmiyorum. O an aklıma geliverdi işte. Pizzaymış gibi nasıl yapabilirdim ? Hmmm, dolapta ne var? Şu var, bu var.. Tamamdır, pizzamsı hazırlayabilirim. Üşengecim ya o gün. Karnıyarık pişirdiğim teflon bir tencerem var, onda pişirdim. Fırını açmaya bile gerek kalmadı. Hem fazla vakit harcamadım, hem de karnımı doyurabileceğim lezzetli bir atıştırmalık keşfetmiş oldum. Siz dilerseniz fırın kullanabilirsiniz. Malzeme eklemeleri ile istediğiniz öğünde tüketebilirsiniz.

Malzemeler :
Ekmek (Normal ekmek veya hamburger ekmekleri ile hazırlanabilir)
Taze kaşar peyniri
Domates salçası
Tuz/Vegeta
Kekik
Sarımsak tozu (yoksa dövülmüş birkaç diş sarımsak)
Zeytinyağı

Yapılışı:
Hemen bir öneri : Normal ekmek kullanılacaksa dilimler biraz kalın kesilmeli. Hamburger ekmeği ile hazırlanacaksa ekmek ortadan kesilerek iki dilim haline getirilmeli.
Taze kaşar rendenin ince tarafı ile rendelenir. Tuz/vegeta, kekik ve sarımsak tozu rendelenmiş peynire eklenir. Ekmek dilimlerinin üzerine biraz zeytinyağı gezdirilir ve bir bıçak yardımı ile domates salçası sürülür ve tencereye yerleştirilir. Peynirli karışım ekmek dilimlerinin üzerine paylaştırılır ve kısık ateşte peynir eriyene kadar pişirilir.

Afiyet olsun !

10 Şubat 2008 Pazar

Türker Çorbası !

Bizim evde bazı yemeklerin isimleri vardır: Dünyanın en güzel yemeği, Fatma, Türker çorbası gibi :) Hepsinin bir hikayesi var tabii durup dururken isim konmuyor yemeklere :) Daha önce yazmıştım size, bir erkek kardeşim var adı Türker... Küçükken sebze yemeyi pek sevmezdik hatta kardeşimin yemek ile pek arası yoktu. Sofraya oturulduğunda : " Yaaa dün yemiştik yaaa! " derdi :)
Canım annemiz, sabırlı bir kadın olarak, bizlere sebze yedirebilmek adına bir takım yaratıcı çözümler bulurdu. Türker çorbası da böyle bir yaratıcılık anı ürünüdür. Aslında bildiğimiz mercimekli, pirinçli sebze çorbası. Bu hali ile kardeşim severek içtiği için bu çorba bizim evde Türker Çorbası olarak bilinir.
Kuzenim Nurdan blog sayfamı okuduktan sonra ailemize özel klasik tarifleri de eklememi istedi. Özel isimli yemekleri hikayeleri ile birlikte eklemeyi zaten planlıyordum, başlayalım bakalım :)
Hala dijital fotograf makinası edinemedim, alır almaz resimleri ekleyeceğim.

Malzemeler:
1 çay bardağı pirinç
1 1/2 çay bardağı kırmızı mercimek
1 orta boy kuru soğan
1 havuç
1 kabak
1 patates
1 domates
Kuru nane
Tuz/Vegeta
Su
Sıvıyağ

Yapılışı:
Tüm sebzeler rendelenir. Tencereye sıvıyağ konur ve orta harlı ateşte rendelenmiş soğan hafif kavrulur. Daha sonra pirinç ve mercimek dahil tüm malzemeler eklenir. Su, tuz/vegeta konur ve pişirilir. İnmesine yakın kuru nane serpilir. Kaynayınca ocaktan alınır.

Servis Önerisi:
Dilerseniz çorbayı kruton ile sunabilirsiniz. Biraz sıvıyağa kırmızı toz biber ekleyerek sos hazırlayabilirsiniz, kaselere paylaştırıldığında çorbanın üzerine bir kaşık yardımı ile koyabilirsiniz.

Afiyet olsun!

Krep Hamuru

Kreplerin en sevdiğim yanı herhangi bir öğünde tüketilebilir olmaları. Kahvaltılara renk katarlar, yemeklerin farklı sunumuna yardımcı olurlar, küçük ebatta pişirilerek (pancake gibi mesela) akşamüstü çay veya kahvenin yanında yenebiliyorlar. Öğle veya akşam yemeklerinde içine ızgara tavuk parçaları veya et sote koyarak dürüm halinde tüketebilirsiniz, hangi öğünde nasıl yemek istediğiniz size kalmış. Vereceğim tarif temel krep hamuru tarifidir.
Ben daha sıklıkla kahvaltı için hazırlıyorum. İsteyen peynir ile isteyen reçel ve/veya marmelat ile tüketiyor. Peynir ve reçel bileşkesi benim için ideal olanı :) Denemeyen varsa şiddetle öneririm örneğin: beyaz peynir ve çilek reçeli ile...

Malzemeler:
250 gr un
4 bütün yumurta
1/2 kg süt
Tuz
Toz şeker

Yapılışı:
Pürüzsüz bir hamur olmalı, bu nedenle mikser ile hazırlıyorum. Önce yumurtaları biraz süt ekleyerek çırpıyoruz. 1 fiske tuz ve biraz toz şeker ekliyoruz. Unu eleyerek karışıma ekliyoruz ve çırpmaya devam ediyoruz. Koyulaşmaya başlayınca azar azar süt ekleyerek pürüzsüz bir hamur elde ediyoruz.
Krep hazırlamak için özel tavalar var bildiğiniz üzere. Eğer sizde yoksa teflon bir tavada da hazırlayabilirsiniz. Teflon tava bile olsa biraz yağ ekliyorum. Tavanın iyice ısınmış olması gerekiyor, ancak eklenen yağın yanmaması gerekiyor. Bir kepçe yardımı ile hazırlanan hamur ısınmış tavaya döküyoruz. Hamurun görüntüsü beyazlaşıp üzeri göz göz olunca diğer yüzünü çeviriyoruz. Pişen krepleri ısıtılmış bir tabağa alıyoruz.
Bir ipucu : Ben bu işlemi tavayı ateşten uzaklaştırarak yapıyorum. Hamurun tavada eşit dağılabilmesi için bu işlemi yapıyorum. Tavayı ateşten alıyorum, hamuru kepçe yardımı ile tavanın ortasına döküyorum ve tavayı döndürerek karışımın yayılmasını sağlıyorum, tavayı tekrar ateşe koyuyorum. Her yeni krepte aynı işlemi yapıyorum ve en önemlisi de şu: Yeni krep için hamuru dökmeden önce tavanın biraz ısınmasını bekliyorum.

Servis Önerisi:
Daha önce belirttiğim gibi, hazır olan krepleri ısıtılmış bir tabağa alırsanız daha iyi ya da tüm krepler hazır olduğunda sofraya getirene kadar ısıtılmış fırında bekletebilirsiniz. Krepler ılık yenince çok güzel oluyor :)
Kreplerin yanında rendelenmiş taze kaşar ve ince kıyılmış maydanoz servis edebilirsiniz. Marmelat ve/veya reçel ile sunabilirsiniz. Küçük ve büyük ! çocuklar için kahvaltı sofranızda Nutella ya da fıstık ezmesine yer vermenizi de tavsiye edebilirim :)

Afiyet olsun!

6 Şubat 2008 Çarşamba

Bake Shop Beşiktaş

Geçen hafta sonu çok güzel geçti, uzun zamandır bu kadar keyif aldığım bir cumartesi günü olmamıştı. Bake Shop Beşiktaş'ı hepiniz biliyorsunuzdur, bilmeyenlere ise en en en kısa zamanda bilmeleri gerektiğini söyleyeceğim :)
İnanılmaz sıcak ve samimi insanlar, müthiş güzellikte ve pozitif bir mekan. Güle oynaya kurabiye süsleme teknikleri dersi yaptık, ben tabii ki öğrenciydim... Öğretmenim ise : Işıl, nam-ı diğer Hanimiş... Birçok şey öğrendim aynı zamanda da haftanın stresini attım. Herkese tavsiye ediyorum bu ve benzeri kurslara katılmayı... Hele bir de gerçekten konuya merakınız varsa tadından yenmiyor :)
Ayşem Hanım'ın fotograf makinesi ile resimler de çektirdik, eklediğim fotograf ise ofiste Duygu arkadaşımın cep telefonu kamerası ile çektiğimizdir. Hepsini tüketmeden önce belgeleyelim istedik.

















Bake Shop Beşiktaş'a ulaşmak ve/veya etraflı bilgi almak isterseniz : www.bakeshoptannotlar.blogspot.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Sevgiler...

3 Şubat 2008 Pazar

Zeytinyağlı Yer Elması

Yer elması çok faydalı bir kış sebzesidir. Besin değeri olarak patatese yakındır ancak nişasta içermediği için kalorisi çok düşüktür. Yer elması yumruları bol miktarda inülin (çözünebilir lif) içerir ve inülin direkt kalın bağırsağa geçtiği için glisemiyi ve kan şekerini yükseltmez. Bu nedenle şeker hastaları rahatlıkla yer elması tüketebilir.
Anne sütünü artırır, safra kesesine faydalıdır, idrar söktürücüdür (Gaz üreten bir bağırsak yapınız varsa, pişirirken tencereye top karabiber eklemenizi öneriyorum, sebzenin yaratabileceği sorunu en aza indiriyor. Aynı uygulamayı baklagiller için de yapabilirsiniz). Bu sebze aynı zamanda bir vitamin deposu... A ve C vitamini, ayrıca bol miktarda fosfor, demir ve kalsiyum içeriyor. Romatizma, gut hastalığı ve sindirim rahatsızlıkları yaşanlara yer elması yemesi öneriliyor.
(Kaynaklar: www.piyaleform.com; www.bitkisel-tedavi.com; www.uslanmam.com/ziraat-tarim/115255-yer-elmasi.html)

Ülkemizde ağırlıklı olarak zeytinyağlı yemek şeklinde tüketilir, bazen de kış türlüsüne eklenir. Tadı şekerlidir, enginarı andırdığını söyleyebiliriz.
Ben zeytinyağlı olarak hazırlıyorum. Satın alırken küçük yumruları alırsanız daha iyi, soyarken biraz zorlanıyor insan ancak küçük yumrulardan yapılan yemek daha leziz oluyor.

Malzemeler:
500 gr yer elması
1 adet orta boy kuru soğan
1 adet havuç
1 adet küçük patates
1 kahve fincanı pirinç
Birkaç damla limon suyu
Birkaç adet top karabiber
Zeytinyağı
Tuz/Vegeta
Dereotu

Özel Not:
Yer elması yumruları bekletilirse kararıyor, aynı kereviz gibi. Bu nedenle yumruları soymadan önce diğer hazırlıkları bitirmenizi öneririm. Ayrıca cam bir kaba biraz limonlu su hazırlarsanız iyi olur, doğradığınız yer elmalarını bu suya atarak kararmalarını önlemiş olursunuz. Zeytinyağlı yemeklere şeker ekleriz pişirirken ancak yer elması şekerli bir sebze olduğu için eklemiyoruz.

Yapılışı:
Soğan yemeklik, havuç istenilen şekilde doğranır (Küçük olursa daha iyi, daha çabuk pişiyor). Dereoyu kıyılır. Tencereye zeytinyağı konur, ısınması beklenir ve soğanlar eklenir. Pembeleşince doğranmış havuç eklenir ve pişirilmeye devam edilir. Havuçlar da yumuşayınca yer elmaları, küp doğranmış patates, pirinç, tuz/vegeta, birkaç damla limon suyu ve top karabiber eklenir. Üzerine çıkacak kadar su konur. Tencere kapağı kapalı olarak ve kısık ateşte yaklaşık 15-20 dakika pişirilir. İndirmeye 5 dakika kala kıyılmış dereotu eklenir. Pişen tencerede soğutulur.

Servis Önerisi:
Eklenen top karabiberleri, servis öncesi küçük bir kaşık yardımı ile toplayabilirsiniz, karabiber ekleme sebebini yazmıştım :) Yer elmasını servis edeceğiz tabağa aldıktan sonra üzerinde biraz zeytinyağı gezdirin ve dereotu ile süsleyin.

Afiyet olsun!

1 Şubat 2008 Cuma

Çikolata Yapım Kursu

Geçen sene bir vesile ile çikolata yapım kursuna gittim. İstanbul / Taksim-Beyoğlu'nda Chef's İstanbul Mutfak Atölye'sine... Megavizyon'un yanında İstiklal Kitapevi'nin üzerinde bu atölye... Çok sıcak bir ortam.
Uğraşılan malzeme çikolata olunca tabii ki çok keyifli geçiyor süre, daha doğrusu nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Birçok şey öğrendik, zaman zaman bazı eklemeler yaparak deniyorum evde... Övgüler aldım-alıyorum, benden söylemesi :)) Vakit yaratıp böyle kurslara mutlaka katılın derim. Hem günün stresinden uzaklaşıyor insan hem de yeni yeni şeyler öğreniyor.

Ayrıntılı bilgiye " www.chefsistanbul.com " sayfasından ulaşabilirsiniz.

Sevgilerimle.

Zeytin ve Zeytinyağı

Zaman zaman tarifler haricinde bazı bilgileri de sizler ile paylaşmak istiyorum. Aktarımlar, paylaşımlar herkesi geliştirir diye düşünüyorum. Birşeyler hakkında bilgi edinmek çok önemli, insan tazelendiğini hissediyor :) Diğer bir tazelik kaynağı da zeytinyağı. Kalorili evet, ancak dengeli tüketildiğinde sağlık için çok faydalı. Özellikle Akdeniz Mutfağı'nın vazgeçilmezi... Ailemde de zeytinyağının yeri ayrıdır. Ayvalık çok sık gittiğimiz, çocukluğumun ve gençliğimin güzel günlerini yaşadığım bir yerdir. Oradaki vakıf üretimi zeytinyağını tavsiye edebilirim. Tabii ki birçok markanın özel ve güzel üretimi var. Damak zevkinize göre seçimi sizler yapacaksınız. Vikipedi'de yer alan zeytin ağacı ve zeytinyağı hakkında okuduğum bilgiyi aktarıyorum size :

Zeytin ağacına ilişkin mevcut en eski veri Ege Denizi’ndeki Santorini Adası’nda yapılan arkeolojik çalışmalarda ortaya çıkarılan 39.000 yıllık zeytin yaprağı fosilleridir. Kuzey Afrika’daki Sahra bölgesinde gerçekleştirilen arkeolojik araştırmalarda ise M.Ö. 12.000'e ait zeytin ağacı bulgularına rastlandı. İlk zeytin hasadının ne zaman ve hangi uygarlık tarafından yapıldığıysa bilinmemektedir.

Tarih, zeytinyağı üretimine ilişkin en belirgin izlerin Akdeniz’in tam ortasındaki Girit Medeniyeti’ne, M.Ö. 4500 yıllarına dek uzandığını göstermektedir.

Zeytinyağı kültürünün Akdeniz’deki diğer kavimlere yayılmasında en önemli rolü Giritliler oynamıştır; hem de yaklaşık 3000 yıl boyunca. Güçlü ticaret filolarına sahip olan Giritliler'in gerçekleştirdiği zeytinyağı ticaretinin günümüzdeki en canlı tanıkları, Knossos ve Faistos saraylarının yıkıntıları arasında bulunan 2 metrelik zeytinyağı küpleridir. “Pithoi” denilen bu dev küplerle beraber bulunan tabletlerde ise o günkü zeytinyağı ticaretinin nerelere yapıldığını ve zeytinyağının nerelerde üretildiğine dair bilgiler yer almaktadır.

Aslında zeytinyağı kültüründe Anadolu, coğrafya olarak hep vardır; ama ön planda görünen Ege’nin karşı yakasıdır. Bunun sebebi, Homeros’un Batı Medeniyeti’ndeki tartışmasız ağırlığından ötürü zeytinyağı kültürünün merkezine sürekli olarak Antik Yunan'ın yerleştirilmesidir. Helen Medeniyeti’nin sadece Ege’nin karşı kıyısını değil Anadolu coğrafyasını da kapsadığı unutulur. Milet’in, Efes’in, Foça’nın, Klazomenai’nin (Urla), Erythrai’nin, Assos’un Anadolu’da olduğu ihmal edilir.


İlk bölümünü paylaştım sizler ile, uzun bir yazı. Devamını merak edenler için " tr.wikipedia.org/wiki/Zeytinyağı "

Zeytinyağı mutfağınızdan eksik olmasın :)